Tatlı bazen sadece bir tabak değil, anıların üstüne serilen incecik bir katmandır. Özellikle söz konusu Kahramanmaraş gibi lezzetiyle ün salmış bir şehirse, her lokma geçmişten gelen bir hikâye anlatır. Tatlıyı sadece şekerli bir lezzet değil, ruhu doyuran bir deneyim olarak görmek isteyenler için bu şehirde çok özel bir durak var: Alaybeyoğlu 1972.
Her Tatlının Bir Karakteri Var
Maraş’ta tatlılar sadece mutfağın değil, kültürün de parçası. Bir baklava, konukseverliğin ifadesidir. Bir dondurma, yaz akşamlarını hatırlatır. Sütlü tatlılar ise sakinliğin, zarafetin sembolü gibidir. Alaybeyoğlu, bu tatlılara sadece tarif gözüyle değil, birer kimlik gözüyle bakıyor. Her biri ayrı hazırlanıyor, ayrı sunuluyor.
Fıçıdan Kırma Dondurma ile Anıya Dönüşen Lezzet
Gerçek salep, Maraş’ın yaylalarından gelen süt, katkısız içerik ve yılların deneyimiyle hazırlanan bu dondurma sadece serinletmez. Çocukluğunuzu, Maraş yazlarını, belki bir akşam yürüyüşünü anımsatır. Alaybeyoğlu’nun fıçıdan kırma dondurması bir tatlıdan fazlası, şehirle bağ kurmanın bir yoludur.
Künefe Sıcağıyla İçinizi Isıtır
Tel tel ayrılan kadayıf, eriyen peynir, sade yağın buram buram kokusu ve yanında bir top dondurma. Alaybeyoğlu künefesiyle sadece tatlı yemezsiniz. Sıcağın, sabrın, ustalığın ve emeğin birleşimini yersiniz. Üstelik o sıcaklık sadece tabakta kalmaz, iç dünyanıza da sızar.
Baklava ile Kutlanan Anlar
Sade yağla yapılan el açması baklavalar, Alaybeyoğlu’nda altın gibi parlar. Her katmanı sabırla açılır, içindeki fıstık ya da ceviz cömertçe eklenir. Bu baklava, sıradan bir tatlı değil; bayram sabahları, doğum günleri, uzaktan gelen misafirin başköşesi gibidir. Yani hayatın kutlanan anlarıdır.
Sütlü Tatlıların Huzuru
Bir muhallebi ya da bir kazandibi, ne zaman sakin bir ana ihtiyaç duysak başvurulan lezzetlerdir. Alaybeyoğlu’nda günlük olarak hazırlanan sütlü tatlılar, katkısız ve doğal malzemeleriyle sade bir huzur sunar. Fazla abartıya kaçmadan, içten ve temiz bir tat isteyenler için birebirdir.
Bir Tatlı, Bazen Bir Hatıradır
Maraş’ta bir tatlıyı yerken sadece lezzet almazsınız. Yanınızdakini hatırlarsınız, o gün orada kimlerle olduğunuzu, ilk lokmadaki yüz ifadenizi… Alaybeyoğlu 1972, işte bu yüzden sadece bir pastane değil. Anıların piştiği, hikâyelerin tatlandığı bir duraktır.